Patrona Halil İsyanı Osmanlı'nın Batılı referanslar ile mevcut durumdan kurtulma çabası sergilediği Lale Devri dönemini sonlandıran isyan olarak tarihe geçti.
On iki yıl boyunca Batı ıslahatlarına ağırlık verilen bu süreçte; devlet adamları, ıslahatlardan rahatsız olmuş ve Lale Devri boyunca görevde bulunan Damat İbrahim Paşa'nın sadrazamlığından şikâyetçi olmaya başlamıştı.
İsyan hazırlıklarına başlayan devlet adamları isyanı başlatma görevini Patrona lakaplı, o zamana kadar çeşitli olaylara karışmış ve iki kere idam cezasından kurtulmuş, İstanbul'da seyyar satıcılık yapan Halil'e verdi. İsyanın planını yapan Patrona Halil, Beyazıt Camii önünde isyanı başlatarak kısa sürede halkın yoğun desteğini elde etmeyi başardı.
Patrona Halil, bu halk isyanının ele başısı olup, Harpeşteli bir Arnavut'tur. Leventlik ve Rumeli'de Yeniçerilik yapmıştır.
Nice ve Vidin'de çıkan Yeniçeri ayaklanmalarına katılarak idam cezası alan ancak idamdan kurtulan biridir.
Daha sonra İstanbul'a gelmiş ve gönüllü olarak Yeniçeri Ocağı'nda görev almıştır.
• Topkapı Sarayı'nın etrafını saran isyancı grup karşısında Padişah III.Ahmet, isyanı sonlandırmak adına katli istenen devlet adamlarını görevden aldı.
• Padişahın isyanı bastırma çabaları isyancı grubu geri püskürtmeye yetmeyince III.Ahmet tahtı I.Mahmut'a bırakmak zorunda kaldı.
• I.Mahmut tahta çıktığında yönetimin ağırlıklı gücü hala isyancıların elindeydi ve bu süreçte isyancıların pek çoğu devlet kademesinde önemli mevkilere geçti.
• I.Mahmut isyancıların elindeki kontrolü kendi otoritesi altına almak için Patrona Halil ve yandaşlarını İran seferini görüşmek üzere saraya çağırarak boğdurdu. Böylelikle isyanın elebaşlarını cezalandırmış oldu.
• Bu olayın ardından ikinci bir isyan daha çıkarılmak istense de Patrona Halil isyanı kadar başarılı olamadı ve hemen bastırıldı.